Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin, “İsm-i Azam veya İsm-i Azamın altı nuru” unvanıyla Otuzuncu Lem’a’da açıkladığı ve Hazret-i Ali (ra) için birer İsm-i Azam olduğunu beyan buyurduğu Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl ve Kuddûs isimlerinin Celcelûtiye’de geçen İsm-i Azam’dan olduğunu On Sekizinci Lem’a’nın satır aralarından çıkarabiliyoruz.1
Celcelûtiye’nin cifir ilmiyle haber verdiği birçok gizli işâretin Risâle-i Nûr’da ortaya çıkmış olması, mânâsı olan Bedî isminin Risâle-i Nûr müellifinin ismiyle bağdaşması, Risâle-i Nûr’un Hakîm, Rahîm ve Nûr isimleriyle birlikte Bedî ismine de mazhar olması,2 birçok beytinin açıktan Risâle-i Nûr’dan bahsetmesi ve Risâle-i Nûr’u haber vermesi, vahiy kaynaklı Celcelûtiye’nin mânâ ve müjdelerinin, asrımızda Risâle-i Nûr’da tecelli ettiğini gösteriyor.
HZ. ALİ - BEDİÜZZAMAN İLİŞKİSİ
Risâle-i Nûr Müellifi Bedîüzzaman Hazretleri, Yirmi Sekizinci Lem’a’da Hazret-i Ali (ra) ile mânâ âleminde yaptığı bir konuşmadan bahsediyor. Hazret-i Ali’ye (ra):
“Ercûze’nde benden bahisle ‘Kendini muhafaza et’ demişsin. Hem tam vaktinde emrinizi gördük. Fakat maatteessüf, kendimizi muhafaza edemedik. Bu belâyadüştük. Şahsımdan binler defa daha ehemmiyetli olan Risale-i Nur’dan bahis ve işaretin yok mu?” diye soruyor.
Hazret-i Ali radiyallahü anh da şöyle cevap veriyor:
“Yalnız işaret değil; belki Celcelûtiye’mde tasrih ediyorum. (Açıkça bahsediyorum.)”
CELCELÛTİYE’NİN BİR HABERİ
Üstad Hazretleri bu soru-cevaptan sonra, Hazret-i Ali’nin kasidelerinden en meşhuru ve en esrarlısı olan Celcelûtiye kasidesinde;
“Tükâdü Siracü’n-Nûri sirran beyaneten
“Tükâdü Siracü's-Sürci sirran tenevveret”
Yani: “Sirâcü’n-Nûr (Risâle-i Nûr) gizli olarak yakılır ve aydınlatır!
Kandiller kandili gizli olarak tutuşturulur. O da her tarafı aydınlatır!”
fıkrâsını bulduğunu, bu fıkranın açıktan ve ismiyle Risâle-i Nûr’dan bahsettiğini ve gizli intişar edeceğini haber verdiğini kaydediyor.3
Celcelûtiye Süryanice yazılmış açık ve anlaşılır bir duâ nazmıdır. Kimi beyitler peş peşe gelen bir iki beyitle özetlenmiş olarak verilmiş olduğundan, söz konusu beyitlerin müstakil meali verilmemiş gibi gözükse de, genel itibariyle bütün beyitlerin meali de verilmiştir.
Bize okuyup feyiz almak düşüyor.
CELCELÛTİYE'DEN BİR DUÂ
Allah’ım! Hu ism-i şerifin hürmetine, bütün rızkımızda bize bereket ihsan eyle ve güçlük düğümlerini çöz de rahatlayalım. Ey Gerçek Mabud! Ya Hu! Ve yâ Hayre’l-Hâlıkîn! Ve ey bizim için rızıklar cömertliğinden coşup gelen! Her yönden gelen düşmanı Senin yardımınla defederiz. Sen de isminle onları uzaktan atar ve onları dağıtırsın. Ey Celâl Sahibi! Çöl kelerinin, yanına koşarak gelip şikâyetini arz ettiği Zatın (Hazret-i Muhammed’in -asm-) şanı hürmetine onları yüz üstü bırak. Ya İlâhî! Benim ümidim ve seyyidim yalnız Sensin!
Âmin… Âmin… Âmin…
Dipnotlar:
1- Lem’alar, 193, 198.
2- Lem’alar, s. 326; Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 107.
3- Lem’alar, s. 424.